Türkiye de eğitim ve bilginin buluşma durağıyız. Haberler, duyurular, bilgiler ve çok daha fazlasını bulabilirsinz.
Ankaralı veliler, çocuklarının yüz yüze eğitime devam etmesinden de uzaktan eğitim almasından da endişeli. Çocukları birinci sınıfa başlayacak olan velilerin bir kısmı çocuklarının ancak okulda okuma yazma öğrenebileceğini söylerken bir kısmı ise çocuklarını okula göndermeyi göze alamadıklarını ifade ediyor.
Ankaralı veliler, çocuklarının yüz yüze eğitime devam etmesinden de uzaktan eğitim almasından da endişeli. Çocukları birinci sınıfa başlayacak olan velilerin bir kısmı çocuklarının ancak okulda okuma yazma öğrenebileceğini söylerken bir kısmı ise çocuklarını okula göndermeyi göze alamadıklarını ifade ediyor. Velilerin tümü ise devletin gerekli önlemleri aldığından şüpheli. Eğitim Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Sultan Saygılı da güvensizliğin bugüne kadarki politikaların sonucu olduğunu ve Bakanlığın gerekli önlemleri almamasının eşitsizliği derinleştirdiğini söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okul öncesi ve birinci sınıf öğrencileri için yüz yüze gerçekleşecek olan uyum derslerinin başlayacağını duyurdu. 21 Eylül’de başlayacak olan derslerin birinci sınıflar için ilk hafta 1 gün, daha sonraki haftalar 2 gün yüz yüze olarak devam etmesi planlanıyor. Öğrencilerin yüz yüze eğitime katılıp katılmaması ise velilerin tercihine bırakılıyor. Mazeret beyan eden velilerin çocuklarını okula yollamayabileceği, bu sürenin devamsızlıktan sayılmayacağı kaydediliyor.
Evrensel’den Bahar Polat – Buse Durdu‘nun haberine göre, çocukları okula yeni başlayacak olan veliler bu durum hakkında ne düşünüyor? Pandemi koşullarında çocuklarının eğitimlerine nasıl devam etmesini istiyorlar? Çocukları birinci sınıfa başlayacak olan ebevyenler ve Eğitim Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Sultan Saygılı ile konuştuk.
Yeterli önlem alındığı düşünülmüyor
Keçiören’den Hatice’nin oğlu bu sene okula başlayacak. Hatice oğlunu bu koşullarda okula göndermeyi düşünmüyor. Bu kararında önlemlerin yeterli ölçüde alınmadığını düşünmesi etkili. “Devlet ve yetkililer meseleyi ailelerin tercihine bıraktı” diyerek tepki gösteren Hatice, eğitime ilişkin eksiklerin bir şekilde telafi edilebileceğini ama oğlunun sağlığından daha çok endişe duyduğunu ifade ediyor.
Yenimahalle’den Esra da kızını yüz yüze eğitime göndermeyi düşünmüyor. “Okula göndersen dert, göndermesen dert” diyen Esra devletin üzerine düşen sorumluluğu almamak için topu ebeveynlere attığını söylüyor. Çocukların eğitimine dair çevresindeki herkesin kafasının çok karışık olduğunu dile getiren Esra, bu durumun yaşanmaması gerektiğini düşünüyor.
Batıkent’ten Gamze de hâlâ karar veremeyenlerden… Birinci sınıfın uzaktan eğitimle çok zor geçeceğini düşünen Gamze, çocukların bu eğitim modelinde aynı sınavlara girecek olmasının ise büyük bir eşitsizlik yaratacağını ifade ediyor. “Paran varsa ver özele, telafisini de ek dersini de alsın” diye tepki gösteren Gamze, “Virüs parası olanları etkilemiyor. Büyük bir derde düştük, kafamız çok karışık” diye ekliyor.
Yenimahalle’den Aydan bir kız çocuğu annesi. Birinci sınıfa başlayacak olan kızını yüz yüze eğitime yollayacağını söylüyor. Sınıf mevcutları kalabalık tutulmadıkça önlemleri almanın mümkün olabileceğini düşünüyor. Kızını okula göndermesinin en önemli nedenini ise şöyle açıklıyor: “Okuma yazma ancak okulda öğreniliyor. Evde annelerin yükü de çok fazla. Devlet üzerine düşeni yapsa sorun olmaz aslında”.
Mamak’tan Kemal ise ikizlerini yüz yüze eğitime göndermeyeceklerini ifade ediyor. “Eşim sağlıkçı, Ankara’da durumun giderek kötüleştiğini görüyoruz. Devlet de önlem almak yerine ‘Kendi başınızın çaresine bakın’ diyor. Göze alamıyoruz” diyen Kemal, uzaktan eğitimin ise yeterli olmayacağını düşünüyor. Buna rağmen çocuklarını yüz yüze eğitime göndermeyeceklerini ifade eden Kemal, Bakanlığın açıklamalarını da güven verici bulmuyor.
“Yüz yüze eğitimde eşitsizlik yaşanacak”
Eğitim Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Sultan Saygılı, sürecin başından beri eğitimin yüz yüze devam etmesi gerektiğini ifade ettiklerini ve uzaktan eğitimin eşitsizlikleri derinleştireceğini söyledi. MEB’in velilere güven verici bir açıklama yapmamasının velilerde endişe ve kafa karışıklığına yol açtığını ifade eden Saygılı, “Baştan beri okulların tüm yönleriyle buna hazır olması gerektiğini söylemiştik. Ancak Milli Eğitim Bakanı ‘Biz her türlü önemli aldık, okulların ihtiyaçlarını karşılayacağız, okullar güvenli’ diye bir açıklama yapmıyor; dezenfektan alıp, taahhütname imzalayıp çocuğu göndereceksiniz diyor. Veliler de haliyle ‘Çocuğumu bu yöneticilere nasıl teslim ederim?’ diye düşünüyor. ‘Bütün çalışmaları yaptık’ diyen, güven verecek bir açıklama olmadığı için veliler de kaygılanıyorlar” diye konuştu.
Bakanlığın okulların ihtiyaçlarını karşılamaması nedeniyle yüz yüze eğitimde de eşitsizliklerin ortaya çıkacağına dikkat çeken Saygılı, “Okulların ve öğrencilerin ihtiyaçları karşılanmadıkça, özellikle geçim sıkıntısı yaşayan, dar gelirli ailelerin çocuklarının devam ettiği okullarda okuyan çocuklar daha çok riskle yüz yüze kalacak. Geliri yüksek ailelerin yaşadığı mahallelerin okullarında daha iyi koşullar yakalanabilir ama bu da eğitimde eşit olanakların olmaması anlamına gelecek” dedi.
Saygılı, velilerin yaşadığı kaygıların ve güvensizliğin yalnızca salgın dönemiyle başlayan bir güvensizlik olmadığını ifade ederek, özellikle 4+4+4 sistemine geçilmesinden beri “En doğrusu bu” denilerek dayatılan politikaların bu güvensizliği yarattığını dile getirdi. Bugüne kadarki yanlış politikaların bir sonucu olan bu güvensizlik neticesinde velilerin çocuklarını okula göndermek istemediğini söyleyen Saygılı, “Pandemi koşulları için gerekli düzenlemeler gerçekleştirilse ve okulların ihtiyaçlarını karşılayacak samimi bir çalışma olsa, güven veren bir açıklama yapılsa, bu güvenle veliler belki çocuklarını okula gönderecek. Şu ana kadar yetkililerden gelen açıklamalar, ‘Sizin sağlığınız her şeyden önemli’ diyen açıklamalar olmadığı için bu sorunu yaşıyoruz” diye konuştu.